Günümüzde marketlerde yalnızca inek sütü değil; badem sütü, Hindistan cevizi sütü, yulaf sütü, soya sütü, fındık sütü üzere birçok farklı sütle karşılaşabiliyoruz. Bu bitkisel sütler, isimlerinden anlaşılacağı üzere bademin, fındığın, soyanın ve öbür bitkilerin filtrelenmesi ile ortaya çıkıyor.
Aslına bakarsanız, raflardaki inek sütleri de filtrelenmiş oluyor. Hem de inek kanından filtrelenerek üretiliyor! Üstelik bu yalnızca inek sütlerinde de geçerli değil, tüm memelilerin sütleri kandan filtrelenerek yapılıyor.
Yavrular, gelişmek için makul bedellere muhtaçlık duyar.
İster insan olsun, ister inek, ister kedi, ister tavşan; göğüslü yavruları şekere, yağa ve proteine çok fazla muhtaçlık duyarlar zira beyinlerinin ve bedenlerini ancak bu halde geliştirebilirler.
Eh, bir inek, yavrusuna vampir üzere kanını emdirerek gereksinimi olanları veremeyeceğine göre… Burada devreye, içinde binlerce minik kesecik olan göğüs bezleri girer. Göğüs bezlerinin duvarları; akan kandaki suyu ve besinleri emen, onları kimyasal olarak dönüştüren hücrelerle kaplıdır. Hücreler, besinleri göğüs bezlerinin içine alarak süte dönüştürür.
Her göğüslü çeşidinin kan filtreleri, yavrularının gereksinimlerine nazaran şekillenir.
Bir inek ile kangurunun sütleri, birebir bileşenleri içermez. Örneğin foklar, inek sütünden 15 kat daha fazla yağ üretirler. Yaşadıkları bölgeleri düşününce mantıklı geliyor değil mi?
Başka bir örnek verecek olursak, tavşanlar da protein açısından güçlü sütler üretir zira zıplarken kullanacakları kasların gelişmesi için proteine gereksinimleri vardır!
Kangurularda ise durum çok daha enteresan. İki farklı göğüs uçlarından, birebir anda, iki farklı çeşitte süt üretirler. Bir torbada, yeni doğmuş bebek için şekeri yüksek süt bulunurken başkasında yeni yürümeye başlayan çocuk için yağ ve protein açısından güçlü süt vardır.
Bu yüzden her canlının sütü, kendi yavrusuna hastır.
İçtiğimiz inek sütleri, aslında pek de insan bedenine uygun değil. Kalsiyum alalım derken kendi bünyemize uygun olmayan birçok maddeyi de alıyoruz. “Laktoz intoleransım var ya.” diyorsak bunun sebebi büyük oranda ve basitçe, buzağı olmamamız…
Yaygın yapılan kusurlardan biri de kedilere inek sütü vermemiz. İnek sütü içen kediler, bilhassa yavruysa yalnızca süt yüzünden ölebiliyor çünkü sindirim sistemlerinin kaldıramayacağı bileşenleri içeriyor.
Dünya üzerinde, öbür memelilerin sütünü içerek gelişmeye çalışan tek canlı biziz. Yapılan bilimsel araştırmalar da inek sütünün ziyanlarını ortaya koyuyor ve kalsiyum alabileceğimiz başka kaynaklara yönelmemizi öneriyor.